Glütensiz beslenme herkes için doğru tercih değil

Son yıllarda özellikle sağlıklı yaşam trendleriyle birlikte glütensiz beslenme de popülerliğini artırdı. Ancak glütene karşı hassasiyeti olmayan bireyler için bu yaklaşımın gereksiz olduğunu dile getiren Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Glüten; buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan doğal bir protein grubudur. Glütenin içindeki bazı proteinler hamura elastikiyet kazandırır ve ekmek gibi mayalı ürünlerin kabarmasına yardımcı olur. Ülkemizde de buğdayı sofralarımızda sık kullandığımız için hemen hemen her yemekte glütenle karşılaşmak olasıdır. Son dönemdeki popüler diyet trendleri yüzünden vücudumuz için gerekli besin öğelerinden zengin gıdalardan glüten içerdiği için uzak durmak yerinde bir tercih değil” dedi.

Glütensiz beslenmenin; çölyak, glüten hassasiyeti ve buğday alerjisi gibi durumlarda zorunlu ve faydalı bir alışkanlık olduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Bir yandan, glüten içeren tam tahıllar örneğin tam buğday, çavdar ve arpa; lif, B vitamini, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengindir. Bu nedenle sayılan sağlık problemlerine sahip olmayan kişilerin gereksiz yere glütensiz beslenmeye geçmesi, bu besin öğelerinin yetersiz alınmasına ve dengeli beslenmenin bozulmasına neden olabilir. Ayrıca bazı glütensiz ürünler, işlenmiş içerikleri nedeniyle daha fazla şeker, yağ ve kalori içerebilir. Sonuç olarak, glütensiz beslenme herkes için gerekli ya da sağlıklı bir alışkanlık değildir” dedi.

Glüten hassasiyeti özel bir beslenme planı ile teşhis edilebiliyor

Kişide glüten hassasiyeti ya da çölyak var ise ciddi sindirim problemlerinin yaşanabileceğini ifade eden Eren, “Glüten hassasiyeti, kişinin çölyak hastası olmamasına rağmen glütenli gıdalar tükettikten sonra bazı rahatsızlıklar yaşaması anlamına gelir. Yaygın belirtiler arasında; karın ağrısı, şişkinlik, gaz, ishal, kabızlık yer alır. Sindirim dışı şikayetlere ise; baş ağrısı, halsizlik, konsantrasyon bozukluğu ve eklem ağrıları örnek verilebilir. Hassasiyetin tespiti için özel bir tanı yöntemi bulunmadığından, çölyak hastalığı ve buğday alerjisi testlerinden sonra, glütensiz diyetle semptomların düzelip düzelmediğine bakılır. Glüten hassasiyeti, çölyaktan farklı olarak bağırsakta kalıcı hasarlar bırakmaz ancak günlük yaşamı oldukça zorlaştırır” dedi.

Çölyak tedavi edilmezse ciddi problemlere yol açabilir

Çölyak hastalarında glüten, bağışıklık sisteminin ince bağırsaklara saldırmasına yol açar. İnce bağırsakların da bu saldırılar sonucu zarar göreceğini açıklayan Eren, “Çölyakta; sürekli karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kabızlık, yorgunluk, kansızlık, kemik yoğunluğunun azalması, ciltte kaşıntılı döküntüler ve depresyon ya da anksiyete görülebilir. Ayrıca buğday alerjisi olan bireylerde glüten, alerjik reaksiyonlara da neden olabilir. Tüm bu ihtimaller göz önünde bulundurularak, sayılan semptomlara sahip kişilerin glüteni sindirip sindiremediği bilimsel olarak incelenmeli” şeklinde konuştu.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, glüten içeren ve içermeyen en yaygın besinleri sıraladı:

Glüten içeren besinler: Buğday, yulaf, arpa ve çavdarın kedisi ve unu ile yapılmış her türlü yiyecek, bulgur, makarna, şehriye, erişte, kuskus, bisküvi, simit, dondurma külahı, ekmek, tarhana, yarma, irmik, kraker, börek, pasta, çörek, sosis, mısır gevrekli süt ürünleri, hazır çorbalar, çok yağ eklenmiş yiyecekler, kaymak, krema, fındık, fıstık, badem, ceviz, baklava, tulumba, revani gibi unlu tatlılar, kek, çikolata, kurabiye, puding gofret, hazır salça, ketçap, unla yapılmış soslar ve hazır satılan çeşni verici yiyecekler.

Glüten içermeyen besinler: Süt, salep, ıhlamur, çay, ayran, meyve suları, limonata, gazoz, doğal yoğurt, labne peyniri, mascarpone, mozerella gibi taze peynirler, parmesan, et, balık, kümes hayvanları,   yumurta, peynir, pirinç, pirinç unu ve nişasta ile yapılmış yiyecekler, mısır unu ile yapılmış ekmek, patates, glütensiz unlardan yapılmış ekmekler, kinoa, chia, amarant, karabuğday, kurubaklagiller, sebze ve meyveler, şeker, bal, komposto, pekmez, hoşaf, sirke, limon, salamura, turşu, baharatlar, tuz, domates suyu, ev salçası. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı